AnasayfaArtvin'den HaberlerARTVİN’DE TAŞERON FİRMA SAHİPLERİ, SIKINTILARINI ANLATTILAR

ARTVİN’DE TAŞERON FİRMA SAHİPLERİ, SIKINTILARINI ANLATTILAR

ARTVİN’DE TAŞERON FİRMA SAHİPLERİ, SIKINTILARINI ANLATTILAR

 

Hükümet tarafından ülke genelinde çalıştırılan Taşeron İşçilerin kadroya geçirilmesi çalışmaları Taşeron İşçileri çalıştıran firma sahiplerini tedirgin etti.

Hayati Akbaş

ARTVİN-Hükümet tarafından ülke genelinde çalıştırılan Taşeron İşçilerin kadroya geçirilmesi çalışmaları Taşeron İşçileri çalıştıran firma sahiplerini tedirgin etti. Taşeron İşçilerin kadroya geçirilmesi çalışmalarını endişeli bir biçimde takip eden firma sahipleri, kendi sorunlarının ve endişelerinin dinlenmesini talep ediyorlar. Seslerini duyurmak için gerek hükümet nezdinde gerekse de oda ve birlikler aracılığıyla çalışmalar yürüten firma sahipleri yerel ölçekte de çalışmalarda bulunuyorlar. Artvin’deki taşeron firma sahipleri Artvin Ticaret Odasını oluşturdukları bir heyet ile ziyaret ederek dertlerini Başkan Kurtul Özel’e aktararak dertlerini ve endişelerini Ankara’ya taşımalarını istediler. Başkan Özel, taşeron firma sahiplerinin seslerini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne rapor olarak aktaracağının sözünü verdi.

Taşeron firma sahiplerini temsilen Artvin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kurtul Özel ziyaret edilirken, ziyarette taşeronlara kadro verilirken yumuşak geçiş yapılması gerektiğini ve bu konuda kendilerinin de mağdur edilmemeleri gerektiğini ifade ettiler. AGM Güvenlik’ten Serkan Aydın, Bertan Temizlik ’ten Aykut Bucak, STR Temizlikten Onur Satır ile Tolga Şatı, Zegan Temizlik ve Yemek Şirketi’nden Sedat Ali Öktem ziyarette hazır bulundular. Türkiye genelinde 17 bin civarında firma bulunduğunu ve her bir firmada ortalama 5 kişinin çalıştığını belirten firma sahipleri taşeronlara kadro verilirken kendilerinin mağdur edilmesinin ve çalışanlarının hiçe sayılmasının büyük hata olacağını ifade ettiler. Taşeron firma sahiplerinin temsilcileri ziyarette yaptıkları açıklamada; “Statüsüne geçirilmesi karşısında özel sektör kuruluşları olan sermaye şirketlerinin durumu ile sosyal ve ekonomik olumsuz etkileri:

Sosyal Bakımdan

Hizmet alımına yönelik (Taahhüt) halen faaliyetini sürdürmekte olan 17.000 adet sermaye şirketi mevcuttur. Bahse konu şirketlerde genelde iki ortaklı bir yapı mevcut olup; toplamda 34.000 kişiden oluşan bir insan topluluğuna haizdir. Ortalama her şirketin şirket merkezinde 5 kişilik bir çalışan grubu bulunmaktadır. Toplamda bu sayı 85.000 kişiye tekabül etmektedir. Şirket ortakları ve çalışanların toplamı 119.000 kişiye ulaşmaktadır. Eş ve bir çocuklu çekirdek aile olarak düşünüldüğünde dahi bu sektörden direkt geçimini sağlayan kişi sayısı 357.000 kişi olmaktadır. Dolaylı yoldan bu sektöre hizmet veren makine, ekipman ve sarf malzeme tedarikçi firmaları ile şirketlerin 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre çalışan meslek mensuplarından, mükellefle tam tasdik sözleşmesi yapan veya beyannamelerini imzalamaya yetkili SMMM ve YMM’ler ile hukuk konusunda fiili destek ve danışmanlık hizmeti veren avukatlar hususunda kesin ve net bir hesaplama yapılamamaktadır. Taşeron işçilerin özel statü ile kamu kurum ve kuruluşlarında kadroya alınması sonucunda özel sektörde yer alan taahhüt şirketlerinin ticari yaşamını sonlandıracağı kesin olup; en iyimser bir tahminle 500.000 kişi işsiz kalacaktır. Türkiye’de işsizlik oranının % 10,7  olduğu ile mevcut durum birlikte değerlendirildiğinde sosyal açıdan ortaya çıkacak olumsuzlukların tahmin ve değerlendirilme imkanı bulunmamaktadır. Kanun Tasarısının Yasalaşarak yürürlüğe girmesi durumunda bir kısım çalışanın kadroya alınmayacağı ortadadır. Bu durumda olan personellerin Mahkeme Kararları ile işe iade edilmeleri halinde ticari hayatları hitama eren taahhüt şirketleri ile personellerin karşı karşıya kalarak yaşayacağı olumsuzlukların sosyal barışa yapacağı olumsuz katkı göz önünde bulundurulmalıdır. Halen kamuda çalışmadığı halde personellerin devam eden kıdem ve ihbar tazminat davaları ile kamu kurum ve kuruluşlarının bu yönde taahhüt şirketlerine açmış olduğu rücu davaları başka bir handikap olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan, işçi sendikaları ile işveren sendikaları arasında imzalanarak yürürlükte olan toplu iş sözleşmeleri ile halen müzakere süreci devam eden toplu iş sözleşmelerinin hukuki durumu muallakta kalacaktır. Kanun Tasarısının yürürlüğe girmesi ile taahhüt şirketlerinin oluşmuş marka değer kaybı söz konusu olacak ve ileride bu durum tazminat davalarına dönüşecektir.

Ekonomi Bakımdan

Hizmet alımına yönelik (Taahhüt) halen faaliyetini sürdürmekte olan 17.000 adet sermaye şirketinin bankalara olan minimum borç miktarı 500.000,00 TL (Beşyüzbin Türk Lirası) olarak kabul eder isek, halen bu şirketlerin BCH/KMH türü nakit kredi borçları ortalama 8.500.000.000,00 TL (Sekiz milyar beşyüz milyon Türk Lirası) olarak hesaplanmaktadır. Kaldı ki; gerçek kredi tutarı bu rakamın çok üzerindedir. Keza; yatırımı yapılan makine, ekipman ve sarf malzemelerine yönelik tedarikçi firmalara banka kredisi tutarı kadar bir borç yükü daha mevcuttur. Diğer yandan 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksilişi ve işin tasfiyesi başlıklı; Madde 24- (Değişik: 30.7.2003-4964/46 Md.)Sözleşme bedelinin % 80’inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yüklenici işi bitirmek zorundadır. Bu durumda yükleniciye, yapmış olduğu gerçek giderleri ve yüklenici kârına karşılık olarak, sözleşme bedelinin % 80’i ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının % 5’i geçici kabul tarihindeki fiyatlar üzerinden ödenir. Hükümleri kapsamında sözleşmenin feshi durumunda ödenmesi Kanun hükmü olan tutar yaklaşık 5.000.000.000,00 TL ( Beş Milyar Türk Lirası) olarak hesaplanmaktadır. Ancak hesaplanan % 5 oranındaki tutar taahhüt şirketlerinin menfi zararlarını karşılamaktan uzaktır. Bununla birlikte; taahhüt şirketlerince satın alınma yoluna gidilen ve halen kamu kurum ve kuruluşlarında çalışır vaziyette ve taahhüt şirketlerinin depolarında stok halinde olan makine ve ekipmanlar atıl duruma gelecektir. Keza, taahhüt şirketlerince sözleşme imzalanması aşamasında peşin ödenen ve sözleşme tutarının %1,57 si oranındaki Damga Vergisi, Karar Pulu ve KİK Payı bedellerinin sözleşmelerin hitama ermesi sebebiyle iadesi gündeme gelecek olup; bu tutar yaklaşık olarak 2.041.000.000,00 TL (İKİMİLYARKIRKBİRMİLYON Türk Lirası) olarak hesaplanmaktadır. Kanun Tasarısı ile 2017 yılı sonunda ticari hayatları sona erecek olan taahhüt şirketlerinin hâlihazırda mevcut olan tahminen 1.500.000.000,00 TL (BİRMİLYARBEŞYÜZMİLYON Türk Lirası) tutarındaki SGK Prim ve Stopaj ile KDV borçlarının Devlete ödenme imkanı kalmayacaktır. Taşeron işçilerin özel sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi ile taşeron personel statüsüne geçirmesi ile taşeron firmaların mağduriyetlerine karşı şirketlerin önerileri de bulunuyor. Bu konuya ise yarın ki yazımda yine yer vereceğim. Gördüğünüz üzere taşeron muhabbetini direk olarak devlete işçi olarak geçirdiğiniz zaman ülke ekonomisine ciddi bir yük getireceği kesin gibi görünüyor. Ülke ekonomisinin zor zamanlar geçirdiği bu günlerde taşeron yükü getirmek ne kadar gerçekçi olacaktır. Bu noktada biraz dikkatli davranmakta fayda görüyorum. Bence burada asıl yapılması gereken taşeronların iş garanti süresini, işten keyfi çıkarılmaları ve taşeronların şartlarında iyileştirmelere gidilmesi yönteminin daha doğru olacağını düşünenlerdenim. Nihayetinde devlete vergi veren bir kişi olarak vergilerimizin daha doğru kullanılmasından yana olduğumu belirtmek istiyorum. Taşeronların sorunları çözülsün ancak taşeron sorunu çözülürken geçimlerini taşeron çalıştıran yüklenici firmalar yoluyla sağlayan işverenler ile bu işverenlerin kendi ofislerinde çalıştırdıkları elemanları da hesaba katmak gerektiğine inanıyorum. Sanıyorum ki hükümette taşeron noktasında 3 yıldır adım atmakta gecikiyor ise bu çekinceleri göze aldığı içindir. Evet, insanlarımızı sevindirelim ancak bir tarafı sevindirirken birkaç tarafı da üzeceğimizin bilinmesi gerekir. Taşeron işçi çalıştıran firmaların da burada hesaba katılarak orta bir nokta bulunarak çözüm sağlanabileceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandılar. Bu konuda çözüm önerileri olduğunu da ifade eden firma sahipleri bir rapor halinde çözüm önerilerini de Başkan Kurtul Özel’e sundular.

Taşeron firma sahiplerini dinleyen Başkan Kurtul Özel, taşeronlara kadro verilirken yeni bir mağduriyetin doğmaması için dikkatli adım atılması gerektiğine inandığını belirterek taşeron firma sahipleri, bu firmalarda çalışan işçiler ve firmaların iş yaptıkları diğer hizmet kollarına bakıldığında yaklaşık 150 bin insanın direk ve doğrudan yaşanacak olumsuzluklardan etkileneceklerini ifade etti. Bu mağduriyetin doğmaması için alınacak kararların olayın tüm taraflarını dinleyerek alınması gerektiğini anlatan Kurtul Özel, bir rapor halinde taşeron firma sahiplerinin sorunlarını, taşeronlara kadro verilirken ortaya çıkabilecek sıkıntıları ve konuya ilişkin çözüm önerilerine ilişkin bir rapor hazırlayarak Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne konuyu aktaracağının sözünü verdi.

Taşeron firma sahipleri sorunlarını dinleyen ve sorunlarını TOBB’a aktaracağı sözünü veren ATSO Başkanı Kurtul Özel’e teşekkür ederek hükümetin seslerini duymasını istediklerini belirterek görüşmeyi sonlandırdılar.